23 Kasım 2012 Cuma

Yapmayın! Abur Cuburu Kim Sevmez!


Bir şeye başlamanın heyecanı var içimde! Şu anı uzatıyorum mümkün olduğunca. Tadını çıkarmak lazım güzel şeylerin! :) 

Bazen bir kaç dilim pastayı üst üste yuvarlıyor olabilirsin ama bazı anlar da vardır ki bir kibrit kutusundan küçük çikolatayla ufak çapta ama uzun soluklu bir kahve partisi verirsin kendine.

Başlarken şu soruyu soruyorum. Abur cuburu kim sevmez ki? Bana göre tatlı kaçamaklar yapmaktır abur cubur. Koşturduğun bir günün içinde tüm keşmekeşin arasında iki dakika durmak demektir. Sanki bir an durup güzel bir şeye bakmanın keyfini çıkarmaktır. Derin bir nefes alıp içinizden ”her şeye rağmen yaşıyorum, bu iyi, çok iyi” demektir çaktırmadan.

Kahvaltıdan bir kaç saat sonra buzdolabının kapağını açıp dakikalarca öylece durup bakmışlığınız hiç yok mudur? Ya da çayın yanına bir bisküvi olsa demez misiniz hiç? İş yerinde, özellikle saat üç-dört gibi tatlı sürprizlere açmaz mısınız antenlerinizi? İşte atıştırmalık şeyler de bu anlara yarenlik ederler. Bu yüzden onları çok seviyoruz. Mesela benim günün olmadık saatinde ay şekerim düştü diyerek en yakın bakkala, pastaneye girip minik bir şeyler aldığım ve öyle ayak üstü ama zevkine iliklerime değinceye kadar vararak yemişliğim çoktur. Şeker düşmesi bahane! 

Hayatta tanıdığım en düzenli, en sağlıklı beslenen babamın bile aklını en azından bir kase sütlaç ile çelebileceğimi bilirim. Bu abur cubur anlarında kimi çok ağır ve tehlikeli şeylere yönelir, kimi ambalajli ürünlere karşıdır, kimi doğal ürünler tüketme tavrından ödün vermez, kimi yalnızca meyveye şöyle belki bir göz kırpar, kimi hiçbirini sevmez ama bir avuç kabak çekirdeğine hayır diyemez. Ama sonuçta herkesin sevdiği bir abur cubur vardır.

İşte burada tüm bunlardan bahsedeceğim. Sonuç olarak, çok tatlı şeylere hazırlıklı olun derim! ;)

3 yorum: